Bu sabah ise gelirken yol uzerinde gordum O'nu.. Mahsun mahsun bakiyordu, sabahin tum soguklugu ve cig taneleri uzgun ve yorgun kaportasini titretirken .. Bir an goz goze geldik, bogulmak uzere denizde cirpinan bir insanin son hamleleri gibi el salladi.. Hemen durdum, yanina gittim. Kaportasina dokundum, oksadim sevdim, konustum O'nunla..Resimlerken inanin icim burkuldu, kimbilir ne yasanmisliklar, ne mutlu gunleri de olmustur gecmiste.Ama simdi bir kenara atilmis, kimsenin ilgilenmedigi bir kosede olumu bekliyor gibiydi. Plakasi'da yok, buyuk olasilikla hurdaya ayrilmis.
"Yollara donme sansim yoksa bile, organ bagisi yapmaya hazirim, bir kac ise yarayan tarafimla" dedi bana ,ben yanindan sessizce uzaklasirken...
Tahminlerime gore; O bir
1962 Ford Galaxie, ama tam emin degilim. Durdugu yer Istanbul Akatlar'da Besiktas Belediyesinin Afet Merkezi'nin onunde duruyor. Yaninda 123 Kasa bir Mercedes(gorece daha iyi durumda) ve bir Peugeot minibus de var. Onlar da ayni kaderi paylasiyorlar..