Klasikarabalar.net Forumları
Hoşgeldiniz, Ziyaretçi
Lütfen Giriş ya da Kayıt.    Kayıp Parola?
Aşağı git Cevapla Beğenilen: 0
BAŞLIK: Cvp:Devrim Dosyası
#3967
hco (Kullanıcı)
Junior Boarder
Gönderiler: 33
graphgraph
Şu An Sitede Değil Kullanıcı bilgilerini görmek için tıklayın
Cinsiyet: Erkek Doğum Tarihi: 1980-08-08
16 Yıls, 2 Ays ago Başarı: 0  
Kayıt olduğumdan beri fırsat buldukça sitedeki tüm konuları inceliyorum. Hazin bir hikayesi olan Devrim'in de buraya yakışacağını düşündüm.


Yeryüzündeki hiç bir otomobil onun kadar yanlış tanıtılmadı, onun kadar aşağılanmadı. 40 yıla yakın bir süre boyunca -olanca masumiyetine karşın- 27 Mayıs darbesinin simgesi gibi görüldü ve gösterildi. Kimileri "modeli çalıntı" dedi, kimileri ise "Erbakan'ın başarısız girişimlerinden biri olduğunu" savundu. Ama "devran er ya da geç döner" demiş atalarımız. Çoğu otomobil kullanmayı dahi bilmeyen 23 Türk mühendisinin 129 günlük onur mücadelesinin ürünü olan "Devrim", şimdi artık yavaş yavaş iade-i itibarına doğru emin adımlarla ilerliyor. Türk otomotiv tarihinin bu en duygusal öyküsünün baş kahramanını yakından tanımış olmaktan dolayı kendimi çok şanslı sayıyorum.
Türkiye, destansı filmlere konu olabilecek "büyük cesaret öyküleri"nin öyle pek sık yaşanmadığı bir ülke. Bu da bizi yöneten güçlerin son derece bilinçli bir tercihi. Gündelik hayatında "kira ve fatura ödeme" çemberinin içine sıkıştırılmış olan bir toplumun mensupları, bu kısır döngüden sıyrılıp kendilerini nasıl aşabilirler ki? Bizlere dayatılan tek boyutlu hayat ve buna bağlı olarak gelişen köşeye sıkışmışlık duygusu, sadece ilginç ve sıradışı toplumsal portreler üretmedeki kabızlığımızın değil, edebiyatımızda polisiye, bilim-kurgu ya da gerilim gibi popüler türlerin esamesinin okunmamasının da temel nedeni kanımca. Türk milletinin mensupları boylarını aşan işlerle uğraşmayıp sürekli "ekmek" derdi peşinde koşmalı, öyle değil mi ya!
İşte "Devrim", bundan tamı tamına 42 yıl önce, hayal kurması şiddetle yasaklanmış olan böyle bir toplumda doğdu. Türkiye'nin ilk gerçek yerli otomobil prototipiydi o. Koç topluluğunun resmi tarihe göre "ilk" sayılan "Anadol"undan daha önce doğmuştu. Ancak, dedik ya, bu sıkıştırılmış toplum için haddi fazlasıyla aşan bir çabanın, cüretkar bir hayal gücünün ürünüydü "Devrim". Nitekim, anında cezalandırıldı. Bir daha da yıllar boyunca kimseler adını bile anmayacaktı. Anmamak şöyle dursun, üretilmiş olan üç tane gıcır gıcır "Devrim"den ikisinin karanlık güçler tarafından preslenerek yok edildiğini biliyoruz bugün. Sonuncu prototip otomobili ise ona emek veren Eskişehirli yurtsever işçiler güç bela kurtardılar hayal düşmanlarının ellerinden...
"Devrim"in göz yaşartıcı doğuş öyküsünün bir benzeri, ABD'de 1940'larda "Tucker" otomobillerini üreten serbest girişimci Preston Tucker'ın trajik hayatıyla büyük ölçüde paralellikler gösteriyor. Soyadıyla anılan özgün bir otomobil üreten bu cesur adam, halkın yeni otomobili çok tutması nedeniyle telaşlanan Amerikan otomotiv devlerinin hışmına uğrar ve şirketi kısa süre içinde çeşitli ayak oyunlarıyla batılır. Tucker da beş parasız ve ülkesine kırgın bir insan olarak hayata veda eder. Bu konuda okuduğum son haberde, Amerikan karayollarında yarım yüzyıl sonra hala 50 dolayında Tucker'ın "tıkır tıkır" dolaştığını öğrenmiştim. Ama vahşi kapitalizmin tiranları o kaliteli otomobile hayat hakkı tanımadılar. Tıpkı "Devrim"e tanımadıkları gibi...
Bereket versin ki, sinema diye bir sanat dalı var ve çağımızda pek çok iade-i itibar işlemi devletler eliyle değil, yine bu sanatın aracılığıyla yerine getiriliyor. 1988 yılında "Tucker: A Man and His Dream" (Tucker: Bir Adam ve Rüyası) adında yumruk gibi bir film çeken "baba" yönetmen Francis Ford Coppola, Preston Tucker'a beyazperde yoluyla da olsa itibarını iade etti. Darısı "Devrim"in başına...
"Bana bir otomobil yapın"
Yıl 1961... Cemal Gürsel cuntası işbaşındadır ve Menderes idam edileli kısa süre olmuştur. Çeşitli firmalarda çalışan 23 tecrübeli Türk mühendisi, kendilerine gönderilen ayrı ayrı mektuplarla "mühim bir konuyu istişare etmek üzere" Ulaştırma Bakanlığı'na davet edilirler. Bu insanların bazıları yurt dışında görev yapmaktadır; ancak mesajı alan herkes "devletin isteği başımız üstüne" diyerek işini gücünü bırakıp Ankara'ya gelir.
O yılın 16 Haziran'ında bakanlıkta biraraya gelen mühendislere, bizzat Cemal Gürsel'den gelen "çok gizli" damgalı bir emir okunacaktır: "Bu yılın Cumhuriyet bayramı törenlerinde halkımızın görüş ve takdirlerine sunulmak üzere, hem tasarımı hem de malzeme olarak tamamen yerli malı bir otomobil üretmenizi istiyorum."













Aynı yılda, 1955 Chevy'nin küçültülmüşü olarak üretilen Opel Record la yan yana









Anadol Otomobil Derneği Üyeleri olarak devrimi ziyaretimiz

 
Moderatöre raporla   bağlandı bağlandı  
 
Son Düzenleme: 21/03/2008 18:10 By hco.
  Mesaj Yazabilmek icin uye olmak gerekmektedir.
#3970
papatya54 (Yönetici)
Yönetici
Gönderiler: 23350
graph
Şu An Sitede Değil Kullanıcı bilgilerini görmek için tıklayın
Cinsiyet: Erkek Bölge: Sakarya Doğum Tarihi: 1962-08-01
16 Yıls, 2 Ays ago Başarı: 31  
Hüseyin Devrim Otomobilin hazin hikayesini en ince detayına kadar çeşitli kaynaklardan okumuş ve etkilendiğimi belirtirim.Senin paylaşımını da okudum hepsi paralellik arzediyor bu Devrim ile ilgili kaynakların; bunlara ilaveten siyasi ya da şahsi kimliği beni ilgilendirmemekle birlikte de sıralama yaparsak A.B.D. de ki 1940 ları efsanesi "Tucker",biz de 1960 ların ürünü "Devrim" ve sonralar da ki yıllarda da "İmza"hiç doğmadan ölenlerdendir.Bunların üçünü de çok güzel ve belgelerle Tucker için o yıllara ait A.B.D. kaynaklı gazete ve medya haberleri ile Tucker'ın bizzat kendisinin sözlerine yer vererek anlatan, Devrim için o günkü idealist ve bugün hala yaşayan mühendislerin ağzından gerçekleri anlatan ve İmza için de tasartımcısı aynı zaman da Opel/ Kadet'in de tasarımcısı olan kendi adinda bir de otomobil olan Alman Erich Bitter'in tasarımıyla yapma teşebbüsleri ve gene birilerin taş koymasıyla bu işin sonu fiyasko olarak lanse edildi ki ban bu İmza adı verilen tamamı Türk yapımı olacak olan arabayı İstanbul'da Dünya Ticaret Merkez'in de ki ShowRoom da görüp incelemiştim bence süperdi;bu üç marka ortak kaderi yaşadılar bence birilerinin oyununa geldiler galiba bu anlattıklarımı bir forum konusu için de yazacaktım ama bunların yazıldığı kaynak kitabımı bir türlü bulamıyorum belgelerle sunacaktım; şu anki yazdıklarım okuyup aklım da kalanlar yani sitemiz de Devrim konusunun eksikliğinin nedeni buydu Hüseyin benim çok etkilendiğim bir tarihi olaydır,şayet Türkiye O yıllar da Devrim'i üretebilseydi bu günkü otomobil teknolojisin de çok farklı bir yerde olacağına şiddetle inanıyorum ve seni de ilgilendiren minik bir not Devrim efsanesinin bitimi ile Anadol'un ortaya çıkış tarihlerin de ki raslantılarını düşünmek gerekiyor gibime geliyor???????
 
Moderatöre raporla   bağlandı bağlandı  
 
Son Düzenleme: 21/03/2008 19:39 By papatya54.
  Mesaj Yazabilmek icin uye olmak gerekmektedir.
#3974
kemalakel (Kullanıcı)
Platinum Boarder
Gönderiler: 653
graphgraph
Şu An Sitede Değil Kullanıcı bilgilerini görmek için tıklayın
16 Yıls, 2 Ays ago Başarı: 4  


 
Moderatöre raporla   bağlandı bağlandı  
 
Son Düzenleme: 21/03/2008 23:14 By kemalakel.
  Mesaj Yazabilmek icin uye olmak gerekmektedir.
#3976
ozz (Kullanıcı)
Gold Boarder
Gönderiler: 246
graphgraph
Şu An Sitede Değil Kullanıcı bilgilerini görmek için tıklayın
16 Yıls, 2 Ays ago Başarı: 0  
papatya54 yazan:
minik bir not Devrim efsanesinin bitimi ile Anadol'un ortaya çıkış tarihlerin de ki raslantılarını düşünmek gerekiyor gibime geliyor???????

kesinlikle!!!
 
Moderatöre raporla   bağlandı bağlandı  
  Mesaj Yazabilmek icin uye olmak gerekmektedir.
#4439
modifiyemre (Kullanıcı)
..!!Şavrole forevıR!!..
Senior Boarder
Gönderiler: 58
graphgraph
Şu An Sitede Değil Kullanıcı bilgilerini görmek için tıklayın
Cinsiyet: Erkek Bölge: aydın Doğum Tarihi: 1991-07-11
16 Yıls, 1 Ay ago Başarı: 0  


HER TÜRKÜN BİLMESİ GEREKEN BİR ARABA
çünkü sadece bir araba değil, O BİR TÜRK!! O İLK TÜRK!!


[size=150]TÜRKİYE DE YAPILAN İLK OTOMOBİL : DEVRİM


16 Haziran 1961 günü Devlet Demiryolları Fabrikaları ve Cer Dairelerinin yönetici ve mühendislerinden 20 kadarı Ankara da bir toplantıya çağrıldılar.

Toplantıya başkanlık eden Genel Müdür Yardımcısı Emin BOZOĞLU, Ulaştırma Bakanlığından alınan bir yazıyı okudu. Yazıda  Ordunun cadde binek ihtiyacını karşılayacak bir otomobil tipinin geliştirilmesi  görevinin TCDD İşletmesine verildiği ve bu amaçla 1.400.000.-TL ödenek ayrıldığı belirtiliyordu.

Verilen termin 29 Ekim 1961, yani tanınan süre 4.5 aydı. Bu süre içinde bu çapta bir geliştirme çalışması yapılabilir miydi ? Bırakınız geliştirmeyi, hiçten yola çıkarak, çalışabilecek bir otomobil yapılabilir, böyle bir mucize gerçekleştirilebilir miydi? Toplantıda söz alanların çoğu böyle bir projede seve seve çalışmaya hazır olduklarını, fakat böylesine kısa bir sürede sonuç alınabileceğini sanmadıklarını dile getirmeye çalışmış, bir kısmı da  hayır  demişlerdi.

Tüm ülkede ise üniversitesinden, basınına, bir avuç sanayicisinden, politikacısına, sesini duyurabilen herkes Türkiyede ne otomobil, ne de motor yapılabileceğine inanıyor, özel sohbetlerde, röportajlarda, hatta film gösterili konferanslarda bu görüş vurgulanıyordu.

Fakat bu inanılmaz şey gerçekleşiyor ve 29 Ekim 1961 sabahı Türkiye de yapılan bir otomobil, kaportası pürüzsüz olmasa da, kendi tekerlekleri üzerinde ve yine Türkiye de yapılan kendi motorunun gücüyle Büyük Millet Meclisi binasının önüne götürülerek Cumhurbaşkanı Cemal GÜRSEL Paşa ya sunulabiliyor, bir ikincisi Paşa yı Anıtkabir e götürüyor, sonra da Hipodrom daki geçit resmine katılıyordu.

Bu nasıl gerçekleşmişti ?

Projeyle başka bir kuruluşun değil de Demiryollarının görevlendirilmiş olması,bir yandan, o tarihlerde TCDD nin onarım amacıyla kurulmuş fakat geniş ölçüde yedek parça imal eden Ankara, Eskişehir, Sivas ve Adapazarı ndaki fabrikaları ile önemli bir teknik potansiyeli ve yetişmiş işçisinden mühendisine kadar güçlü bir teknik kadrosunun bulunması, öte yandan Genel Müdür Yardımcısı Yüksek Mühendis Emin BOZOĞLU nun asker kökenli ve aynı zamanda Sıtkı ULAY Paşa nın akrabası olması dolayısıyla Milli Birlik Komitesi ve çoğu kabine üyelerince yakından tanınıyor ve güveniliyor olmasının sonucu idi.

Yüksek Mühendis Emin BOZOĞLU yönetim grubunun başı olarak, projenin yürütülmesi ve sonucuna ulaştırılmasında da gruptaki öteki yöneticiler gibi bütün bürokratik engelleri cesaretle aşarak her türlü imkanı sağlamak ve kimi kişisel sorunlar, kimi görevin çok yanlılığı ve ivediliği gibi nedenlerle büyük gerilim altında bulunan 20 mühendisin olağanüstü bir tempoyla fakat gönül rahatlığı içinde çalışmalarını sağlamak suretiyle de birinci derecede rol oynamıştı.

Zamana karşı yapılan yarışın kazanılmasında ikinci etken, görev alan mühendislerin proje süresince hafta sonları da dahil her gün, en az 12 şer saat, gerektiğinde bazı geceleri sökülmüş bir otomobil sedirinin üzerinde birkaç saat kestirmek suretiyle işbaşında kalmaktan kaçınmayacak ölçüde davaya gönül vermiş olmalarıydı.

16 Haziran 1961 günü yapılan toplantıda, çalışmalar için en uygun yerin, (bugünkü TÜLOMSAŞ) Eskişehir Demiryolu Fabrikalarında dökümhane olarak yapılıp kullanılmayan bir bina, en uygun yöntemin de elden geldiğince çeşitli tipten otomobil yapısını yakından inceleyerek fikir edindikten sonra, yapılacak tipin boyutları, motor, şanzıman vb. öteki grup ve parçalarının nasıl tasarlanıp imal edileceği üzerinde durulması olduğu sonucuna varıldı.

İşyeri olarak seçilen atölyenin hazırlanması için Eskişehir e talimat verildi ve otomobili olanların 19 Haziran da Eskişehir de bulunmaları istendi. Dökümhane binası zemini, lokomotif kazanlarında kullanılmak üzere alınan saç levhalarla döşendi. Kapının üzerine, kocaman rakamlarla kaç gün kaldığını gösteren bir levha asıldı. Projenin bitimine dek bu levha, her gün bir azalarak, sonuna kadar orada kaldı. Atölyede bir baş üstü gezer vinç, çeşitli bankolar ve bir toplantı masası vardı. Yakınında bir de çay ocağı bulunan bu masa dört ay süreyle hem toplantılar, hem dinlenme, hem de gerektiğinde çalışma masası olarak kullanıldı.

Atölyede yapılan ilk toplantıda  Yönetim Grubu  açıklandı. Genel Müdür Yardımcısı Emin BOZOĞLU başkanlığında, Fabrikalar Dairesi Başkanı Orhan ALP, Cer Dairesi Başkanı Hakkı TOMSU, Cer Dairesi Başkan Yardımcısı Nurettin ERGUVANLI, Eskişehir Demiryol Fabrikaları Müdürü Mustafa ERSOY, Adapazarı Demiryol Fabrikası Müdürü Celal TANER, Ankara Demiryol Fabrikası Müdürü Mehmet NÖKER den oluşan grupta iki de emekli subay vardı: Genel Müdürlük Müşaviri Hüsnü KAYAOĞLU ve Necati PEKÖZ. Ardından çalışma grupları belirlendi: Dizayn, motor-şanzıman, karoseri, süspansiyon ve fren, elektrik donanımı, döküm işleri, satın alma işleri ve maliyet hesapları grupları.

Önce otomobilin ana hatları saptandı. Dört ila beş kişilik, toplam 1000-1100 kg-ağırlığında, orta boy denilebilecek bir tip üzerinde mutabık kalındı. Motor 4- zamanlı ve 4 silindirli olmalı, 50-60 BG vermeliydi.

Karoseri için hazırlanan 1:10 ölçekli maketlerden seçilen birinin 1:1 ölçekli alçı modeli yapıldı. Karoserin damı, kaput ve benzeri saçları, bu modelden alınan kalıplarla yapılmış beton bloklara çekilmek ve çekiçle düzeltilmek suretiyle tek tek imal edildi. Bir yandan da Willys Jeep, Warswa, Chevrolet, Ford Consul, Fiat 1400 ve 1100 motorlarının incelenmesinden sonra Warswa motoru örnek alınarak yandan supaplı bir 4- silindirli motorun gövde ve başlığı Sivas Demiryolu Fabrikasında dökülüp, Ankara Demiryolu Fabrikasında işlendi. Piston, segman ve kolları Eskişehir de yapıldı. Motor Ankara Demiryolu Fabrikasında monte edildi. Frenlemede 40 BG den fazla güç alınamayan bu motora alternatif olarak Ankara Fabrikası aynı gövde ve krank milinden yola çıkarak başka bir tip geliştirdi. B- motoru adı verilen üstten supaplı bir üçüncü motorda Eskişehir de imal edildi.
Süspansiyon grubu ön takımlar için  Mc Pearson  sistemini önerdi ve numuneye göre Eskişehir de imal edildi.

Eylül sonlarına doğru ön ve arka camları piyasada bulunabilenlere intibak ettirme zorunluluğu nedeniyle modele göre biraz değiştirilmiş, iki gövde çakılmış ve biri A, öteki B tipinden iki ayrı motor hazırlanmış bulunuyordu. Şanzımanlar, Ankara Fabrikasınca tümü yerli olarak yapılmıştı.

Montaja geçildiğinde karşılaşılan en büyük sorun, gövde  motor uyumunu sağlamak, debriyaj, gaz ve fren kumanda mekanizmalarını yerleştirmek ve direksiyonun en uygun konumunu bulmaktı. Ayarlı direksiyon önerisi kabul edilmedi. İki yıl sonra Cadillac bunu bir yenilik olarak getiriyordu.

Nihayet Ekim ortalarında Devrim otomobillerinden ilki tecrübeye hazır duruma gelebildi. Elektrik donanımı ile diferansiyel dişlileri, kardan istavrozları ve motor yatakları ile cam ve lastikleri dışında tüm parçaları yerli idi.

Bir yandan bu ilk otomobilin yol tecrübeleri sürdürülürken bir yandan da Cumhurbaşkanı na sunulmak üzere B- motoru ile donatılan ikinci otomobilin yetiştirilmesine çalışılıyordu. Siyah renkteki bu 2 numaralı Devrim in son kat boyası ancak 28 Ekim akşamı vurulabildi. Pasta ve cilası Ankara ya sevk edilirken gece trende yapıldı. Buharlı lokomotiflerle çekilen trende bacadan sıçraması muhtemel kıvılcımlardan ötürü güvenlik önlemi olarak benzin depoları boşaltıldı.

Tren sabaha karşı Ankara ya ulaştı. İki Devrim Otomobili o zamanlar Sıhhiye semtinde bulunan Ankara Demiryolu Fabrikası na indirildi. Manevra imkanı sağlamak için depolarına yalnızca birkaç litre benzin kondu. Asıl ikmal sabahleyin Sıhhiye deki Mobil Benzin İstasyonundan yapılacak, sonra da Meclis e gidilecekti.

29 Ekim sabahı, Devrimler motosikletli oldukça kalabalık bir trafik ekibinden oluşan eskortun arasında yola çıktı. Çıktı ama, eskorttakiler, benzin alma işinden haberleri olmadığı için, Mobil e uğramadan yola devam ettiler. Meclis in önüne gelindiğinde durum anlaşıldı, acele getirilen benzin 1. Arabaya kondu. 2 numaraya konacağı sırada Cemal Paşa Meclis in önüne gelmiş ve Anıtkabire gitmek üzere 2 numaralı Devrim Otomobiline binmişti. Yola çıkıldı. Fakat 100 m. Kadar sonra motor öksürerek durdu. Cemal Paşa nın  Ne oluyor ?  sorusuna direksiyondaki Yüksek Mühendis Rıfat SERDAROĞLU  Paşam, benzin bitti.  cevabını verdi. Paşa dan özür dilenilerek 1 numaralı Devrim e geçmesi rica edildi. Buna uyan Cemal Paşa Anıtkabir e bu otomobil ile gitti. İnerken ünlü  Batı kafasıyla otomobil yaptınız ama, doğu kafasıyla benzin ikmalini unuttunuz  sözlerini söyledi.

Ertesi gün bütün gazetelerin söz birliği etmişçesine  100 metre gidip bozuldu  başlığını attıkları 2 numaralı Devrim, aynı gün Hipodrom daki geçit törenine katılıyor, ne bundan, ne de Cemal Paşa nın Anıtkabir e bir başka Devrim otomobili ile gittiğinden söz ediliyor; yalnızca haber, yorum ve fıkralarda harcanan bunca paranın boşa gittiğinden dem vuruluyordu. Oysa aynı yıl Tarım Bakanlığı bütçesine konmuş bulunan  At neslinin ıslahı  için 25 Milyon TL. ödenek ve sonucundan kimse söz etmiyordu.


Karoseri Grubundan Y.Mühendis
Salih Kaya SAĞIN ın
Yazısından derlenmiştir.



NOT: * 1961 yılında 4 adet üretilen DEVRİM Otomobillerinden sadece birisi günümüze ulaşmıştır. TÜLOMSAŞ Müzesi bahçesinde, özel olarak yapılan camlı garajda muhafaza edilen DEVRİM Otomobili halen çalışır durumdadır.[/size]
 
Moderatöre raporla   bağlandı bağlandı  
  Mesaj Yazabilmek icin uye olmak gerekmektedir.
#4441
modifiyemre (Kullanıcı)
..!!Şavrole forevıR!!..
Senior Boarder
Gönderiler: 58
graphgraph
Şu An Sitede Değil Kullanıcı bilgilerini görmek için tıklayın
Cinsiyet: Erkek Bölge: aydın Doğum Tarihi: 1991-07-11
16 Yıls, 1 Ay ago Başarı: 0  
[size=150]ANA KARAKTERİSTİK ÖZELLİKLERİ[/size]



OTOMOBİLİN AĞIRLIĞI 1250 kg
UZUNLUK / GENİŞLİK / YÜKSEKLİK 4500/1800/1550 mm
MOTOR TİPİ
A4L

MOTOR DEVRİ
3600 d/dk

SİLİNDİR SAYISI
4

SİLİNDİR ÇAPI
81 mm

STROKE
100 mm

SİLİNDİR HACMİ
2070 cm 3

KOMPRESYON
6.8/1

GÜÇ
50 hp

KARAKTERİSTİK 4 Zamanlı, Su Soğutmalı Yandan Supaplı, Basınçlı Yağlama
İMAL TARİHİ 1961
İMAL YERİ ESKİŞEHİR DEMİR YOLU FAB.
İMAL SÜRESİ 4.5 Ay
ÜRETİM SAYISI 4
 
Moderatöre raporla   bağlandı bağlandı  
  Mesaj Yazabilmek icin uye olmak gerekmektedir.
Yukarı git Cevapla
Sistem: FireBoardGönderileri Masaüstünüze Alın